14 Nisan 2009 Salı

Deprem ve Hayat Üçgeni

Deprem hakkinda çok önemli bir bilgidir!

******************************************************************
Adım Doug Copp. Dünyanın en tecrübeli kurtarma birimi Amerikan Uluslararası Kurtarma Ekibinin Kurtarma şefi ve afet olayları müdürüyüm. Bu makaledeki bilgiler bir deprem anında hayat kurtaracaktır. 875 yıkılmış binaya sürünerek girdim, 60 ülkeden kurtarma ekipleriyle çalıştım, birçok ülkede kurtarma ekipleri oluşturdum ve çok sayıda ülkede birçok kurtarma ekibinin üyesiyim.

2 Yıl boyunca birleşmiş milletler felaket "azaltma" uzmanıydım. 1985'ten beri aynı anda gerçekleşenler hariç dünyadaki bütün büyük felaketlerde çalıştım. 1996'da benim hayatta kalma metodumun geçerliliğini ortaya koyan bir film yaptık. Türk hükümeti, İstanbul belediyesi, İstanbul üniversitesi, Case yapımcılık, ve ARTI bu pratik ve bilimsel testin filme alınmasında işbirliği yaptılar. İçinde 20 maket (mannequis) olan bir okulu ve evi yıktık. 10 maket "çömel ve korun" metodunu uygularken, 10 maket "hayat üçgeni" metodumu uyguladı. Tasarlanmış yıkımdan sonra görüntüleri filme almak ve sonuçları belgelemek için enkazı geçip binaya girdik. Bina yıkımlarında oluşabilecek şartlar dahilinde direct olarak gözlemlenebilen ve bilimsel şartlar altında hayatta kalma tekniklerimi uyguladığım film "çömelip korunan/saklanan" kişiler için hayatta kalma şansının sıfır olduğunu ortaya koydu. Hayat üçgeni metodumu kullananlar için hayatta kalabilme şansı yaklaşık olarak % 100 oldu.

Bu film Türkiyede ve Avrupanın geri kalan kısmında milyonlarca izleyici tarafından izlendi. Bu film ABD, Kanada ve Güney Amerikada RealTV programında izlendi.

Enkazına girdiğim ilk bina 1985 Mexico City depreminde bir okuldu. Bütün çocuklar sıralarının altındaydı. Her bir çocuk kemiklerinin kalınlığına kadar ezilmişlerdi. Sıralarının yanındaki koridorlara uzanmış olsalardı hayatta kalmış olabilirlerdi. Bu "ayıptı, gereksizdi" ve çocukların neden koridorlarda (sıraların arasında) olmadığını merak ettim. O an, çocuklara bir şeyin/eşyanın altına saklanmalarının söylendiğini bilmiyordum. Basitçe ifade edilirse, binalar yıkılırken, objelerin üzerine düşen tavan ağırlıgı veya içerideki mobilyalar bu nesnelere çarparken yanlarında bir yer, boşluk bırakırlar. Bu boşluk benim "hayat üçgeni" dediğim alandır. Nesne ne kadar büyük ve ne kadar dayanıklı olursa daha az ezilecektir. Nesneler ne kadar az ezilirse boşluk ve bu boşluğu kullanan kişinin yaralanmama olasılığı o kadar artar. Bir dahaki sefere televizyonda yıkılan bina izlerken gördüğün üçgenleri say. Heryerdeler. Yıkılan bir binada göreceğiniz en yaygın biçimdir.


Deprem anında hayatta kalma, ailelerine bakma ve başkalarını kurtarma hakkında 750 bin nüfüslu Trujillo kentinin İtfaiye bölümünü eğittim. Trujillo İtfaiye Departmanının kurtarma şefi Üniversite de profesördür ve bana her yerde eşlik etti.

Kişisel ifadeleridir:

"Adım Roberto Rosales. Trujillo kurtarma ekibi şefiyim. 11 yaşındayken çöken bir binada mahsur kaldım. Mahsur kalışım 1972 yılında 70.000 kişini öldüğü depremde oldu. Erkek Kardeşimin motosikletinin yanında oluşan "hayat üçgeni" içinde hayatta kaldım. Yataklarının veya sıraların, masaların altına giren arkadaşlarım ezilerek öldüler (isim, adres vb detayları anlatıyor). Ben hayat üçgeninin yaşayan örneğiyim. Ölen arkadaşlarım "çömel ve korun" örnekleridir.

DOUG COPP'UN ÖNERİLERİ

1) "Binalar çökerken basitçe "çömelen ve korunan" kişiler istisnasız her defasında ezilerek ölüyorlar. Masa, araba gibi nesnelerin altına giren kişiler her zaman ezilirler.

2) Kediler, köpekler ve bebekler'in hepsi doğal bir şekilde dizlerini ana rahmindeki gibi karınlarına doğru çekerek kıvrılırlar. Deprem anında sizde bu şekilde kıvrılmalısınız. Bu doğal bir güvenlik ve hayatta kalma içgüdüsüdür. Daha küçük bir boşlukta hayatta kalabilirsiniz. Hafifçe ezilecek ama yanında boşluk yaratacak bir kanepenin, geniş büyük bir eşyanın yanında dur.

3) Ahşap evler deprem anındaki en güvenli yapılardır. Sebebi basittir; ahşap esnektir ve depremin zorlamasıyla hareket eder. Eğer ahşap bina çökerse geniş yaşam boşlukları oluşur. Ayrıca, ahşap binalar daha az yoğunlukta yıkılış ağırlığına sahiptir. Tuğla binalar ayrı tuğla parçalarına ayrılacaklardır. Tuğlalar bir çok yaralanmalara sebep olacaktır, ama (beton) bloklardan daha az ezilmiş vücutlar yaratırlar.

4) Eğer gece yataktayken deprem olursa, basitce yuvarlanarak yataktan düşün. Yatağın çevresinde güvenli bir boşluk oluşacaktır. Oteller müşterilerine deprem anında yatakların yanında yere uzanmalarını salık veren bir uyarı notunu odalarda her kapının arkasına asarlarsa depremlerde çok büyük hayatta kalma oranlarını sağlayabilirler.

5) Televizyon izlerken deprem olursa ve kolayca kapıdan veya pencereden dışarı kaçmak mümkün değilse, kanepe veya büyük bir koltuğun/sandalyenin yanında cenin pozisyonunda kıvrılarak yere uzanın..

6) Bina çökerken Kapı kirişlerinin altına geçen herkes ölür... Nasıl mı? Eğer kapı kirişlerinin altına geçerseniz ve kapı kirişi öne veya arkaya doğru düşürse inen tavanın altında ezilirsiniz. Eğer kapı kirişi yana doğru yıkılırsa ikiye bölünürsünüz. Her iki durumda da ölürsünüz!

7) Hiçbir zaman merdivenlere gitmeyin/yönelmeyin. Merdivenler (ana binadan) farklı bir "frekans aralığına" sahiptir; ana binadan bağımsız/ayrı olarak sarsılırlar. Merdivenler ve binanın geri kalanı devamlı olarak birbirlerine çarparlar, ta ki merdivenlerin yıkılışı gerçekleşene kadar. Merdivenlere ulaşan insanlar basamaklar yüzünden yaralanırlar. Korkunç şekilde sakatlanırlar. Bina yıkılmasa dahi, merdivenlerden uzak durun. Merdivenler binanın hasar görmesi en muhtemel kısmıdır. Depremde yıkılmamış olsa dahi, merdivenler bağırarak kaçmaya çalışan insanların aşırı yüklenmesi ile çökebilir. Merdivenler binanın geri kalan kısmı zarar görmemiş olsa dahi her zaman güvenlik açısından kontrolden geçirilmelidir.

8) Binanın dış duvarlarına yakın yerlerde durun, mümkünse dışına çıkın. Binanın iç kısımlarındansa dış kısımlarına yakın yerlerde olmak çok daha iyidir. Binanın dış çevresinden ne kadar içeride olursanız, çıkış yolunuzun kapanma ihtimali o kadar artacaktır.

9) Aynen Nimitz yolundaki katlar arasındaki (yıkılan) blokların meydana getirdiği gibi, deprem anında üst yolun yıkılmasıyla ezilen araçların içinde bulunan insanlar ezilirler. SanFransisco depreminin kurbanlarının hepsi araçlarının içindeydiler. Hepsi öldü. Araçlarının dışına çıkıp,aracın yanına uzanıp veya oturarak kolaylıkla hayatta kalabilirlerdi. Ölen herkes eğer araçlarından çıkıp, araçlarının yanına oturabilseler veya uzanabilselerdi yaşıyor olabilirdi. Ezilen bütün araçların yanında-kolonların direkt olarak üzerine düştüğü araçlar hariç- 3 feet yükseklikte boşluklar oluşmuştu.

10) Enkaz halindeki gazete ofislerini ve çok miktarda kağıdın olduğu ofisleri dolaşırken kağıdın sıkışmadığını/ezilmediğini keşfettim. Kağıt yığınlarının/kümelerinin etrafında geniş boşluklar bulunur/oluşur.

13 Nisan 2009 Pazartesi

Enerji Tasarrufu

Başta televizyonlar olmak üzere elektrikli cihazları kapatmak yerine, uzaktan kumandayla
stand-by yani beklemeye almak, çoğumuzun yaptığı bır alışkanlık. Ancak bunun, hem ciddi enerji tüketimine hem de karbondioksit yayılmasına neden olduğu ortaya çıktı.

İngiltere'de bilim adamları, elektrik enerjisinin verimli kullanılması için, yanı israfı önlemek için özellikle, evlerimizdeki elektronik cihazların stand-by durumunda bırakılmamasını öneriyorlar. Hatta İngiliz parlamenterlerden bazıları, enerji tasarrufu için stand-by tuşunun cihazlardan kaldırılmasını önerdi.

Dünyada milyonlarca insan evlerinde başta televizyon olmak üzere elektrikli cihazları kapatmak yerine, uzaktan kumandayla stand-by durumuna almayı tercih ediyor. Bu tercihin altında yaygın bir yanlış inanış yatıyor. Birçok insan, televizyonu uzaktan kumandadan kapatarak, daha az enerji sarfiyatı yaptığını düşünüyor. Oysa, bu yöntemle, başta televizyonlar olmak üzere tüm elektronik cihazlar az da olsa elektrik çekmeye ve karbondioksit yaymaya devam ediyor.

İngiliz Çevre Bakanlığı verilerine göre, tüm ülke gözönüne alındığında, bu şekilde 2 güç santraline eşdeğer enerji sarfediliyor. 60 milyonluk nüfusa sahip İngiltere'de bunun maliyeti ise yaklaşık birbuçuk milyar dolar.

Sadece İngiltere'de toplam 75 milyona yakın televizyon alıcısı bulunduğundan yola çıkılarak ve her evde televizyon dahil yaklaşık 12 adet elektronik eşyanın stand-by durumunda tutulduğundan hareketle, her gün sırf İngiltere'de 740 milyon sterlin değerinde enerji israf ediliyor.

Elektronik cihazların uzaktan kumandayla stand-by durumunda tutulmasının çevreye verdiği zarar da gözardı edilemeyecek kadar fazla. Bu yöntemle cihazlardan atmosfere yayılan karbondioksit, Londra'dan New York'a yapılan yaklaşık birbuçuk milyon uçuşta salınan karbondioksit miktarına eşit.

İşte buna önlem olarak, kullanmadığımız cihazların stand-by ışıklarını da söndürmeyi, yani ana güç düğmesinden kapatmayı, yeni üretilecek cihazların da belli bir süre bekleme modunda durduktan sonra kendiliğinden kapanacak bir düzenekle üretilmesini öneriyorlar.

İngiliz Parlamentosu, alınacak önlemlerle önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlamayı hedefliyor.

Kaynak:ntvmsnbc

1 Nisan 2009 Çarşamba

Acil / Neredeyim

Herhangi bir şekilde kaybolan kişi; ACIL yada NEREDEYIM yazıp 7777 veya 2222 numarasına mesaj gönderirse, kendisine BULUNDUGU YER GAYET AYDINLATICI BIR SEKILDE mesaj olarak gönderiliyor.

Normalde 2sms/4 kontör. Fakat kontörünüz olmasa da mesaj gönderiliyor. Tüm Ceptelefonu abonelerinin bilmesinde fayda var. KAYBOLMAK veya en yakın polise, jandarmaya veya sağlık kuruluşuna acil ihtiyaç olabilir.

Cep Telefonuna Gelen Cevap Mesaj Örneği;
BULUNDUGUNUZ BOLGE:
Istanbul,Kadikoy,Icerenkoy, Karaman Ciftlik Yolu caddesi
COGRAFI KONUMUNUZ:
(40 derece 58 dk 44 sn Kuzey, 29 derece 06 dk 22 sn Dogu)

SIZE EN YAKIN NOKTALAR:
Tem Polis Buro Amirligi 103 m (+902164104113),
Ozel Avicenna Hastanesi 225 m (+902165741000),
Infotech Bilisim ve Iletisim Teknolojileri .S. 32 m (+902165740505)

Polis Imdat 155, Alo Jandarma 156, Hizir Acil 112, Itfaiye 110