20 Ağustos 2009 Perşembe

Ramazan Ayında Beslenme Nasıl Olmalı

Ramazan ayının gelişiyle birlikte oruç tutanların günlük beslenme şekli birdenbire değişiverir. Genelde 3 öğünden ibaret olan günlük beslenme 2 öğüne düşerken özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı ve börek tüketimi artar. Buna karşılık meyve, sebze ve beyaz et tüketimi azalır. Oysa ki ister 3 öğün, isterseniz 2 öğün yiyin; günlük almanız gereken karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineral oranları hep aynı olmalıdır. Sahur yemeklerinde seçilen besinler yüksek enerji içeren ve kolay hazmedilecek besinler olmalıdır. Örneğin: Peynir, ekmek (çok tahıllı, çavdar veya kepekli olabilir), çorba(tarhana, mercimek, yayla, sütlü sebze çorbaları olabilir), krep, meyve ( kuru meyvelerden kuru kayısı, kiwi, muz, elma olabilir), yoğurt ( meyveli veya az yağlı sade olabilir) gibi besinler tercih edebilirsiniz.


Özellikle kızartmalardan, mayalı besinlerden(hamur işlerinden), aşırı şeker ve yağ içeren besinlerden uzak durmanız, gece oluşabilecek hazımsızlıklardan, mide yanmalarından, reflüden ayrıca kilo alma problemlerinden sizi koruyacaktır.
Gün içinde susuz kalacağınız için de sıvı ihtiyacınızı çok iyi karşılamalısınız. Özellikle su tüketiminiz önemlidir. Suyu ortalama 2- 2,5 litre içmeye, bununla birlikte enerji verebilecek ama sizin için faydalı olacak sıvılarla da sıvı ihtiyacınızı karşılamaya dikkat etmelisiniz. Örneğin; ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda, sebze suları gibi.
Sahur ve İftar arasında nerdeyse 12-14 saatlik bir zaman dilimi ve bağlantılı olarak da açlık olduğu için orucunuzu açtıktan ortalama yarım saat sonra ana yemeğinizi yemeğe özen gösteriniz. Orucunuzu açarken özellikle enerji verecek, kan şekerinizi düzenleyecek ve sıvı ihtiyacınızı karşılayabilecek besinler seçmek daha doğru olacaktır.
Örneğin orucunuzu açtıktan hemen sonra 1 kase çorba ve kepekli ekmek veya dışarıdaysanız kepekli ekmeğe yapılmış çift peynirli bir tost ( peynirli sandviç de olabilir) yanında taze sıkılmış meyve suyu (ayran da olabilir) tüketebilirsiniz.
İftar sofralarında özellikle büyüklerimizin hazırladığı Türk Mutfak Kültüründe yer alan, çorba, sıcak yemekler, pide çeşitleri, zeytinyağlılar, tatlılar… Son derece renkli, zengin yemeklerle donatılan masalarda, hele de bütün gün aç kalmışken psikolojik olarak bir çok yemeği tatmak, yemek isteriz. Fakat bütün gün hiç bir şey yememişken birdenbire birçok yemeği yemek midemizin dengesini bozacaktır. O yüzden kendimize bir sınır koymak ve yemekleri yavaş yavaş tüketmek hem iftar sofralarında keyifli saatler geçirmemizi hem de yavaş yenen yemeklerin mideyi rahatsız etmemesini sağlayacaktır.
Seçilen ana yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle ızgara, fırında veya haşlama yapılan yemeklerin tercih edilmesi ileriki saatlerde mide kramplarına, hazımsızlığa ve mide yanmalarına karşı sizi koruyacaktır.
Ramazan ayında beslenme sıklığı; 4 öğün olmalıdır!!! Sahur, İftar açılışı, İftar yemeği, Gece yatmadan önce bir ara öğün olmalıdır ve ayrıca gerekli olan sıvı ihtiyacı da karşılanmalıdır.
İftar yemeğinden sonra mide sindirimine, özellikle de metabolizmanıza yardımcı olması için egzersiz (yürüyüş) yapabilirsiniz. Özetle yemeği yer yemez hemen tv veya bilgisayar karşısına uzanmak, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek daha iyi olacaktır
Ve Unutmayın ki, oruç tuttuğunuz günde harcadığınız ile normal günde harcadığınız enerji farklıdır. Bu yüzden dengeli bir beslenme programınızın olması özellikle vücuttaki yağ miktarının artmasına engel olacaktır.
Karbonhidratlardan korkmayın ama rafinelenmiş, şeker, şekerli gıdalar yerine daima kompleks olan, kepekli ürünler, meyve, tahıllar, bakliyatlar tercih etmeniz daha doğru olacaktır. Ilımlı karbonhidrat alımı şişmanlığı önler.


Günlük yaşantımızda ne yazık ki spor ve fiziksel aktivite kavramları bize hala uzak, daha doğrusu hayatımızda sık sık yer almıyor. Özellikle ramazan ayında metabolizmanın düşmesi ile hareketlerimizi daha da azaltarak tembel bir vücuda sahip duruma gelebiliyoruz. Bu sebeple akşam emeklerinden sonra ailece yürüyüşler yapın.
Aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sahurda ve iftarda zilepekmezi, kuşburnu marmelatı tercih edilmelidir.
Sağlıklı beslenmenin belirlenmiş bir tarihi yok bunu lütfen unutmayın!!!
Nasıl ki her saniye nefes almamız gerekiyorsa (hastalık, toplantı yemekleri, davetler, ramazan bayramı, oruç dönemi, yılbaşı…) ‘Dengeli ve Sağlıklı Beslenmek’ de vücudumuzun ihtiyacıdır, hakkıdır. Çünkü bir sonraki güne bizi hazırlayan bizi ayakta tutmaya çalışan yine odur. Sağlıklı olmak sağlıklı bir vücuda sahip olmakla başlar. Dolayısı ile vücudunuza iyi bakmak sadece belirli dönemleri değil her gün her saati kapsamalıdır. Hayati fonksiyonları tam ve düzenli yapabilmek için ihtiyacınız olan günlük enerjiyi, besin öğelerini, vitamin ve mineralleri düzenli bir şekilde almalı ve bunun yanında fiziksel aktivite ile vücudunuzu çalıştırarak dinç tutmalısınız.

--
www.zilepekmezi.com
"doğal ve organik ürünler online satış sitesi"